Türkiye'de Turizm Trendleri
MÜSİAD Hizmetler Sektör Kurulu tarafından MÜSİAD Antalya Şubesi ev sahipliğinde “Türkiye’de Turizm Trendleri” ana başlıklı Türkiye İstişare Toplantısı düzenlendi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Hizmetler Sektör Kurulu tarafından MÜSİAD Antalya Şubesi ev sahipliğinde “Türkiye’de Turizm Trendleri” ana başlıklı Türkiye İstişare Toplantısı düzenlendi. Programa, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ömer Akgün Tekin, Şef & Sosyal Girişimci Ebru Baybara Demir, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Ali Temurci, Vizyon Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Talha Çizmeci, MÜSİAD Genel Başkan Vekili Mahmut Asmalı, MÜSİAD Sektör Kurulları Başkanı Bayram Şenocak, MÜSİAD Antalya Şube Başkanı Ramazan Kalken ve MÜSİAD Hizmetler Sektör Kurulu Başkanı Sertip Akşahin’in yanı sıra MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri, Şube Başkanları ve Bakanlık Üst Düzey Bürokratları katıldı.
Antalya Helal Turizm Merkezi Olmalı
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, MÜSİAD Hizmetler Sektör Kurulu tarafından düzenlenen ‘’Türkiye’de Turizm Trendleri ’’ ana başlıklı ‘’Türkiye İstişare Toplantısı’’nın açılışında, Etrafa mavi branda çekmekle helal turizm olmaz. Bir kamu otoritesinin kuralları koyması gerekiyor. Antalya’ya Akdeniz çanağının helal turizm merkezi haline getirmeliyiz'' dedi. Karaloğlu, Antalya’nın dünyada bilinen en önemli destinasyonlardan biri olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Antalya diğer turizm dallarında aynı başarıyı gösteremedi. Ancak turizm ve pazarını çeşitlendirmek için gayret gösteriliyor. Antalya’da, havalimanı ile otel arasındaki turizmden uzaklaşıp turizmi çeşitlendirme gerekiyor. Her şey dahil sisteminin Antalya turizminin gelişmesine katkıda bulundu. Ama HD sisteminden artık Türkiye’yi çıkarma zamanı geldi.
Turizmin gelişmesi için elimizdeki imkânları kullanmak gerekiyor. Her türlü turizm için potansiyeli olan bir şehirden bahsediyoruz. Torosların arkasında başka bir kültür var. Şimdi Helal Turizm kavramını tartışıyoruz. İnternette helal turizmi aradım ilk sırada İspanya’daki oteller çıktı. Biz tartışırken birileri öne geçmiş ve atı alan Üsküdar’ı geçmiş. Bizim standartları koyan ülke olmamız gerekiyor. Türkiye’deki 60’ı aşkın otel neye göre helal turizm otelidir. Türkiye bu konuda bakanlıklar düzeyinde belli çalışma yapılıyor Ama yavaş gidiyor. Mevzuatlar hızla çıkarılmalı. Herkesin kafasına göre helal turizm yaptığı iddiasını ortadan kaldırmak gerekiyor. Bunu veren kurum olmalı ve denetlenmelidir. Yoksa herkesin kafasına göre sunduğu bir helal turizm konsepti ortaya çıkar. Etrafa mavi branda çekmekle helal turizm olmaz. Bir kamu otoritesinin kuralları koyması gerekiyor. Antalya’ya Akdeniz çanağının helal turizm merkezi haline getirmeliyiz.“
Helal Turizmde Büyük Bir Potansiyel Var
Toplantıda açıklamalarda bulunan Genel Başkan Vekili Mahmut Asmalı, helal kavramının sadece gıda üzerinden değil her alanda yasal hale gelmesi için çalışmalar yürüttüklerini belirti. Asmalı, “Helal turizm” kavramı henüz yeni sayılabilecek bir kavram olmasına rağmen hızla sektör tarafından kabul gördü ve daha da önemlisi, tüketici bu alana yoğun talep gösteriyor.
Demek ki böyle bir ihtiyaç varmış, fakat bugüne kadar gerektiği gibi üzerinde durulmamış. Dünyada helal turizm alanında müthiş bir potansiyel olduğunu görüyoruz. 2020 yılına gelindiğinde turizme dâhil olacak Müslüman sayısının 156 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye, barındırdığı doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel mirasla, hâlihazırda Müslüman turistlerin öncelikli tatil bölgelerinden biri durumunda. Bunu, “helal turizm” konseptini yaygınlaştırarak ve her yönüyle yaşatarak daha yukarıya taşımamız lazım. Taşıyacağız da; önümüze koyduğumuz hedefleri gerçekleştirmememiz için önümüzde hiçbir engel yok. Turizm hassas terazidir; geçmişte örneklerini yaşadığımız gibi en ufak siyasi-ekonomik krizde ilk etkilenen bu sektör olur. Ama şunu iyi biliyoruz; Türkiye artık, dünyada önemli bir turizm lokasyonu. Bu sebeple, dönemsel zorluklar olsa da, uzun vadede turizm sektörümüzün geleceğini parlak görüyoruz.” dedi.
Helal Turizm Konusunda Planlamalar Bir An Önce Yapılmalı
Programda Türkiye turizmine yönelik açıklamalarda bulunan MÜSİAD Hizmetler Sektör Kurulu Başkanı Sertip Akşahin, Türkiye’nin İslami turizm konusunda birçok avantaja sahip olduğunu vurguladı. Akşahin, “Türkiye; sahip olduğu İslam mirası, Müslüman nüfusun önemli bir kısmına birkaç saatlik uçuş mesafesinde olması, dünya standartlarında turizm işletmelerine sahip olması, turizm alanındaki uluslararası başarıları, bilgi ve tecrübe birikimi gibi sayılabilecek pek çok avantaja sahip. Ancak bu avantajların verimli bir şekilde değerlendirilebilmesi ve girişimcilerin bu alanda başarılı bir şekilde varlık gösterebilmesi için çok titiz hazırlanmış planlamalara ihtiyaç olduğu ortada. Türkiye'nin helal turizm pazarında güçlü bir yer alabilmesinin öncüleri şüphesiz, devletimiz ile birlikte girişimcilerdir. Girişimcilerin Türkiye'yi bu alanda da lider bir noktaya getirebilmesi için helal turizm alanı ile ilgili planların bir an evvel hazırlanması zorunludur.” diye konuştu.
Uluslararası Helal Turizm Derneği’ni Kuruyoruz
Alanında uzman akademisyenlerle turizm sektörü konusunda gerekli raporlar hazırlandığını ifade eden MÜSİAD Antalya Şube Başkanı Ramazan Kalken, ”Turizmin 365 güne yayılması, turizm çeşitliliğini artırılması ve altının doldurulması gerekiyor. Bu durumun, ülke ekonomisinin canlanması noktasında da önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Bu minvalde, Vali Bey’in talimatı ile helal turizm sektörünü canlandırmak için Uluslararası Helal Turizm Derneği’ni kuruyoruz. Bununla birlikte hocalarımızla yürüttüğümüz akademik çalışmalarımızla sektöre gerekli bilgi ve raporlarla destek veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yeni Pazar Fırsatlarına Yatırım Yapılmalı
Türkiye’nin turizm alanında yeni pazar fırsatlarına yatırım yapması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Ömer Akgün Tekin, “Dünyanın en fazla turist karşılayan ilk on ülkesinden biri olan Türkiye, mevcut pazarlarındaki başarılarını sürdürülebilir hale getirmekle beraber, yeni pazar fırsatlarına da yatırım yapmalıdır. Bu pazar fırsatlarından en önemlisi helal turizm pazarıdır. Türkiye sahip olduğu turizm olanakları, ikamesi olmayan İslam mirası, gelişmiş turizm işletmeleri altyapısı ve ulaşım olanakları ile birlikte, bu pazarda en önde gelen destinasyon olma potansiyeline sahiptir.
Türkiye'ye yaklaşık 3 saatlik uçuş mesafesinde 400 milyonu aşkın Müslüman'ın yaşadığı da dikkate alındığında ülkemizin önemli bir coğrafi yakınlık avantajına da sahip olduğu görülmektedir. Ancak Türkiye'nin helal turizm pazarından da hak ettiği payı alabilmesi için, kapsamlı bir helal turizm stratejik planına ve helal turizm alanına yönelik standartları belirleyen yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bu noktada; Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı bünyesinde teşekkül ettirilen Helal Akreditasyon Kurumu, MÜSİAD, özel sektör ve bu alanda çalışan üniversiteler ile bir çalışma mekanizmasının acilen kurulması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
Sağlık Turizminde Türkiye Önemli Bir Üs Haline Geldi
Sağlık turizmi konusunda Türkiye’nin bölge ülkeleri nezdinde öneminin arttığına değinen Mehmet Talha Çizmeci: “Türkiye; sahip olduğu üst düzey hastanelerini, termal kaynaklarını ve doğal yaşam alanlarını, sunduğu eşsiz otelcilik hizmetiyle birleştirerek hastalara ekonomik ve üst düzey imkânlar sunuyor. Ülkemizde sağlık sektöründe; mesleki açıdan donanımlı, yabancı dil bilen sağlık çalışanları tarafından hizmet verilirken seçkin sağlık destinasyonlarından olan Türkiye’de en çok başvuru alan branşlar; göz, ortopedi, diş, kardiyoloji, onkoloji, plastik & estetik cerrahi ve beyin & sinir cerrahisi olarak karşımıza çıkıyor. Aslına bakarsanız, sağlık için en çok ülkemizi Almanya tercih ediyor. Sırasıyla Irak, Libya, Azerbaycan ve Hollanda geliyor. Tabii ki bu ülkelerden gelen hastaların içinde gurbetçilerimiz de yok değil... Öte yandan Ortadoğulu vatandaşlar ülkemizi 2015 yılında daha çok tercih etmeye başladı. Geçen sene Suudi Arabistan'dan oldukça hasta kabul ettik. Türkiye’nin saç ekimindeki uzmanlığı bu durumun oluşmasında önemli bir konu. Özellikle Irak ve Libya'dan yoğun olarak hasta ülkemizi tercih ediyor. Irak-Libya ve Almanya en çok sağlık turizmi için gelen ülkeler” değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu Mutfağı Evlerde Saklanıyor!
Tarihi süreç içerisinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Anadolu’nun yemek kültürü açısından zengin bir mutfağa sahip olduğunun altını çizen Ebru Baybara Demir, “Türkiye turizmde zengin bir arz ülkesi olmasına rağmen; Gastronomi Turizminin gelişmesi ve turistik ürüne dönüştürülmesi konusunda gerekli arzı sunamıyor. Anadolu toprakları tarih boyunca bereketli bir tarım alanıydı. Sayısı 10.000’den fazla olan bı̇yolojı̇k çeşı̇tlı̇lı̇ğı̇mı̇zı̇n 4000 kadarı endemı̇k, yanı̇ başka topraklarda yetı̇şmı̇yor. Anadolu’da 8.000 yılda oluşmuş bir tohum kültürümüz var. Bu zengin Toprak ve tohum kültürümüz, Anadolu’nun etnisite çeşitliliği ile birleştiğinde karşımıza coğrafi koşullar, ürün çeşitliliği ve etnisite farklılıklarından oluşmuş yaşanmışlıklar, inançlar ve geleneksel ürünler etrafında doğmuş zengin bir mutfak çıkmaktadır.
Hikâyesi ve ritüelleri ile bu denli zengin olan mutfağımızı tanımıyor ve tanıtamıyor olmamız Gastronomi Turizminin turistik ürün olarak pazarlanmasına engel teşkil etmektedir. Anadolu yemek kültürünün Gaziantep, Hatay, Mardin gibi örneklerden yola çıkarak yapılacak iyi yatırım ve tanıtımlarla evlerden dışarı çıkartılarak seyahat eden herkesin ulaşabileceği noktalara taşınması ile yemek kültürünün Gastronomi turizmine dönüşmesine olanak sağlayacak Gastronomi turizmi destinasyonlarının oluşturulması gerekmektedir.” İfadesinde bulundu.
'2023'e Doğru Tanıtma Stratejimiz'
Turizm Bakanlığı olarak Türkiye’nin marka değerinin arttırılması noktasında çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Ahmet Ali Temurci, “ Türkiye, bugün dünyanın en fazla ziyaret edilen 6. büyük destinasyonu olup 2023 yılı hedefimiz 50 milyon ziyaretçi ve 50 milyar Dolar gelir elde etmektir. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu hedefe ulaşmak için bir taraftan ana pazarlarımız dışında Uzakdoğu, Orta Doğu ve Güney Amerika gibi pazarlara açılarak pazarın çeşitlendirilmesi sağlamak, diğer taraftan küresel eğilimler ve değişen turist profiline göre her pazar için tanıtım ve pazarlama araçlarını ve tekniklerini kullanmak suretiyle ülkemizin turizm alanında uluslararası ölçekte rekabet gücünü, pazar payını ve marka değerini artırmaya çalışıyoruz.” dedi.
Turizm konusunda hedeflenen ülkelere yönelik kapsamlı projeler gerçekleştirdiklerini ifade eden Temurci, “Hedeflenen ülkelerde pazarın özelliklerini, müşteri gruplarının eğilim ve isteklerini, demografik yapı ve rakip ülkelerin durumunu, kısaca yeni turizm trendlerini sürekli olarak takip ediyoruz. Turizmde yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasına ağırlık veriyoruz. Dünya nüfusunun değişmesine paralel olarak üçüncü yaş grubuna da uygun tanıtım ve pazarlama faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. “ diye konuştu.
Oturum sonunda Türkiye’nin dört bir yanından gelen konu ile ilgili uzman ve üyelerimizin yönelttiği sorular ile toplantı son buldu.